Güllü’nün şüpheli ölümü Derin Mevzu’da masaya yatırıldı: “Kusursuz cinayet yoktur”

Sunucu Özlem Uçar’ın hazırlayıp sunduğu Derin Mevzu programında, geçtiğimiz ay yaşamını yitiren ünlü arabesk sanatçısı Güllü’nün şüpheli ölümü masaya yatırıldı. Programa konuk olan avukat Talat Erman, olayın adli boyutlarına dair dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Sunucu Özlem Uçar’ın moderatörlüğünü yaptığı Derin Mevzu programında, geçtiğimiz ay yaşamını yitiren ünlü arabesk sanatçısı Güllü’nün ölümüne dair çarpıcı detaylar konuşuldu. Programa konuk olan avukat Talat Erman, dosyadaki bulgular, tanık ifadeleri ve adli tıp raporlarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Uçar, Güllü’nün altıncı kattan düşerek hayatını kaybettiği olayı hatırlatarak, kamuoyunda “cinayet mi, kaza mı?” tartışmalarının yoğunlaştığını vurguladı. Talat Erman ise, olayın aydınlatılması için adli tıp raporlarının, kamera kayıtlarının ve görgü tanıklarının belirleyici olacağını söyledi.

“Tırnak Arasında DNA Yoksa, İtme İhtimali Zayıf”

Avukat Erman, adli tıptan gelen raporlara göre Güllü’nün vücudunda yüksek oranda alkol tespit edildiğini belirterek, bu durumun düşme olasılığını güçlendirdiğini ifade etti. “Tırnak arası DNA örneklerinde başka birine ait iz bulunmamış. Bu da itme veya boğuşma ihtimalini zayıflatıyor” dedi.

Ancak ünlü hukukçu, geçmişte benzer olaylarda kamera kayıtları ortaya çıkınca vakaların yön değiştirdiğini hatırlatarak, “Bazen olay başta düşme gibi görünür ama güvenlik görüntüleri işin seyrini tamamen değiştirir. Bu dosya da o türden bir şüphe barındırıyor” diye konuştu.

“Anne-Kız Arasında Gerilim Vardı”

Programda, Güllü’nün kızı Tuğyan ve çevresindeki kişilerin ifadeleri de gündeme geldi. Özlem Uçar, “Kızının arkadaşının verdiği ifadede ‘Tuğyan itti’ diyor. Ayrıca WhatsApp mesajlarında ‘Annem geberse keşke’ gibi ifadeler yer alıyor” dedi.

Erman, mesajların öfke anında yazılmış olabileceğini belirterek, “Kişisel yazışmalar tek başına suç oluşturmaz ama dosya bütününde bir anlam kazanabilir. Aile içi şiddet geçmişi de varsa bu durum savcılık için ciddi bir veri haline gelir” ifadelerini kullandı.

“Üst Soy Cinayetlerinde Ceza 36 Yıla Kadar Çıkıyor”

Güllü’nün ölümünün cinayet olarak nitelendirilmesi durumunda verilecek cezayı da değerlendiren Erman, “Bir kişi kendi annesini ya da babasını öldürürse bu, üst soy cinayeti sayılır ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektirir. Bu da yaklaşık 36 yıl fiili hapis anlamına gelir. Miras hakkı da otomatik olarak düşer” dedi.

Ayrıca Erman, böyle davalarda af yasalarından yararlanılamayacağını vurgulayarak, “Bu tür suçlar ceza indirimi kapsamına girmez. Fail hayatının büyük kısmını cezaevinde geçirir” açıklamasında bulundu.

“Bebe Yağı Sürülmüşse Bu Artık Cinayettir”

Programda en çok dikkat çeken iddia, olay yerinde pencere önüne parke üzerine kaygan madde sürüldüğü yönündeydi. Talat Erman, bu detaya ilişkin, “Eğer gerçekten bebe yağı veya benzeri bir madde bulunmuşsa, bu durum düşme değil planlı bir cinayet anlamına gelir. Çünkü hiç kimse tesadüfen pencereye yağ sürmez” dedi.

Olay yerinin konumuna da değinen Erman, “Pencere çok alçak, teras sonradan kapatılmış. Bu yüzden düşme ihtimali yüksek görünüyor ama şüpheli detaylar çok fazla” diyerek dosyanın önemine dikkat çekti.

“Hiçbir Cinayet Kusursuz Değildir”

Sohbetin ilerleyen bölümünde Erman, cinayet dosyalarında uygulanan soruşturma taktiklerinden bahsetti. “Bazen savcılık şüpheliyi hemen tutuklamaz. Serbest bırakır ki hata yapsın, birine mesaj atsın, iz bıraksın. Çünkü hiçbir cinayet kusursuz değildir” dedi.

Özlem Uçar’ın, “O zaman bu dosya henüz kapanmadı diyebilir miyiz?” sorusuna Erman, “Evet, dosya açık. Savcılık delil toplamaya devam ediyor. Belki de çoktan çözüldü, sadece zaman bekleniyor” yanıtını verdi.

“Kendi Celladın Olmak En Ağır Acı”

Programın sonunda duygusal anlar yaşandı. Özlem Uçar, “Bir anne dokuz ay karnında taşıdığı evladı tarafından öldürülmüşse, bu en büyük trajedidir. Kendi celladını büyütmek kadar acı bir şey yok” dedi

İşte o progrmaın videosu;

https://youtu.be/XjSFXluGc0U?si=XbI0bXJL2TzSFNmt