NetHaberler  - ÖZEL HABER

NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; İstanbul’un kalbi Çağlayan Adliyesi’nde bugün adeta bir fırtına koptu. İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olarak tanınan Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu beş isim, “siyasal casusluk” iddialarıyla soruşturma kapsamında ifade verdi. Savcılığın, İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ için tutuklama talebinde bulunması, Türkiye’nin siyasi arenasında deprem etkisi yarattı. Peki, bu soruşturma nasıl başladı? Kimler ne dedi? Ve en önemlisi, İmamoğlu’nun geleceği ne olacak? Bu soruların peşine düştük, çünkü bu sadece bir haber değil, bir milletin nabzı.

Bu gelişme, İmamoğlu’nun İBB’deki soruşturmalarla dolu sicilini bir kez daha gündeme taşırken, kamuoyunda “Acaba bu son darbe mi?” fısıltılarını yükseltti. Düşünün bir; İstanbul’un devasa trafiğini yöneten, deprem hazırlıklarını koşturan bir lider, birden casusluk suçlamasıyla karşı karşıya. Bu ironiyi sindirmek zor, değil mi? Hemen derinlere inelim ve bu soruşturma’nın perde arkasını aralayalım.

Peki, bu soruşturma nasıl başladı? Kimler ne dedi? Casusluk soruşturması kapsamında savcılık tutuklama istedi. Ekrem İmamoğlu Tutuklandı

Casusluk soruşturması, aslında İBB’nin iç denetim raporlarından filizlenmeye başladı. NetHaberler’in ulaştığı kaynaklara göre, soruşturma, İmamoğlu’nun ekibinin “yabancı istihbarat unsurlarıyla irtibat” kurduğu iddiasıyla 26 Ekim 2025 sabahı hız kazandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu iddiaları “devletin gizli bilgilerini sızdırma” olarak nitelendirdi ve hızla harekete geçti.

Hatırlayın, İmamoğlu daha önce de İBB ihaleleri ve yolsuzluk soruşturmaları yüzünden hedef tahtasındaydı. Ama bu seferki, gerçekten tüyler ürpertici: Casusluk. Ekşi Sözlük’te kullanıcılar, “Bu kadarını beklemiyorduk, İmamoğlu gibi birini casuslukla suçlamak, siyasetin dibine vurmak” diye entry yağdırıyor. Wikipedia’da da İmamoğlu’nun hukuki mücadeleleri uzun bir liste halinde yer alıyor; 2025 Mart’ındaki tutuklama girişiminden bu yana, her adımı izleniyor.

Bu soruşturma’nın kökeni, İBB’nin uluslararası projelerine dayanıyor. Savcılık dosyasında, İmamoğlu’nun danışmanlarının Avrupa Birliği fonları için “gizli raporlar” hazırladığı ve bunların “dış güçlere” sızdırıldığı öne sürülüyor. Medyascope’un canlı yayınında, uzmanlar “Bu, klasik bir siyasi hamle mi yoksa gerçek bir tehdit mi?” diye tartıştı. Hüseyin Gün –ki kendisi soruşturma’nın kilit savcısı olarak biliniyor– dosyanın 500 sayfalık bir hacme ulaştığını ima etti. Korkutucu, değil mi? Bir yandan İstanbul’un 16 milyonluk nüfusu beklerken, diğer yandan adliye koridorlarında fırtına esiyor.

Saat 10:55’te Çağlayan Adliyesi’nin kapısından giren İmamoğlu, yüzünde o tanıdık kararlı ifadeyle savcılığa yürüdü. TRT Haber ve CNN Türk’ün anlık bildirimlerine göre, ifade süreci tam 3 saat sürdü – 16:10’dan 18:57’ye kadar. Yanında Necati Özkan ve Merdan Yanardağ da vardı; bu üçlü, casusluk ithamlarının en ağır yükünü taşıyor.

İmamoğlu’nun ifadesi, adeta bir tiyatro sahnesi gibiydi. Savcı Hüseyin Gün’ün sorularına, “Benim tek casusluğum, İstanbul’un geleceğini kurtarmak” diye yanıt verdiği söyleniyor – tabii bu, kulis fısıltıları. Milliyet Gazetesi, İmamoğlu’nun “İBB projelerinin şeffaflığını” savunduğunu yazdı. Özkan ve Yanardağ ise, “Yabancı temaslar sadece belediye işbirliğiydi” diyerek suçlamaları reddetti. Beş kişilik grubun diğer üyeleri –kimlikleri gizli tutulan danışmanlar– de benzer savunmalar yaptı. Savcılık, bu ifadelerin ardından hiç vakit kaybetmeden tutuklama talebini Sulh Ceza Hakimliği’ne iletti. Şimdi top, hakimde.

Necati Özkan, İBB’nin stratejik planlama biriminden; Merdan Yanardağ ise basın danışmanı. Onlar, İmamoğlu’nun en güvendiği isimler. Oksijen Gazetesi’ne göre, bu soruşturma, 15 aylık bir takibe dayanıyor. Diğer üç isim? Henüz resmi açıklama yok, ama Ekşi Sözlük’te “Bu, İmamoğlu’nu köşeye sıkıştırma operasyonu” yorumları revaçta. Merak etmeyin, NetHaberler olarak bu isimleri de takipteyiz – gelişmeler geldikçe güncelleyeceğiz.

Bu tutuklama talebi, Türkiye’yi ikiye böldü. CHP cephesinden öfke patlaması: Lider Özgür Özel, “Bu, demokrasiye darbedir!” diye haykırdı. Sokaklarda ise İmamoğlu destekçileri toplanmaya başladı – tıpkı 2025 Mart protestoları gibi. Hükümet kanadından ise sessizlik; ama kulislerde “Güvenlik meselesi” fısıltıları dolaşıyor.

Wikipedia’da İmamoğlu’nun soruşturmaları, “siyasi cadı avı” olarak etiketlenmiş. Uluslararası basında da yankı buldu: BBC, “Erdoğan’ın rakibine son hamle mi?” diye sordu. Ekşi Sözlük entry’leri ise duygusal: “İmamoğlu’muzu bırakmayın, o bizim umudumuz” diyor bir kullanıcı. Peki, ya tutuklama olursa? İBB’de vekalet kaosu, CHP’de liderlik krizi... Düşünün, İstanbul 6 ay yönetimsiz kalırsa ne olur?

Bu soruşturma, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı yolunu tıkayabilir mi? Yoksa mağduriyetle daha mı güçlenir? Tarih, 2019 seçimlerini hatırlatıyor – İmamoğlu, engelleri aşmıştı. Şimdi de aynısını yapar mı? Kalbimiz küt küt atıyor.

Twitter –pardon, X– platformunda #İmamoğluTutukluDeğil etiketiyle binlerce tweet atıldı. Kullanıcılar, “Casusluk mu? Güldürmeyin, bu soruşturma siyasi!” diye veryansın ediyor. Bir tweet’te, “Çağlayan’dan İmamoğlu çıkıyor, ama yüreğimizde kalıyor” yazılmış – dokunaklı, değil mi? Ekşi’de ise yüzlerce entry: Destek %90’larda.

Bu tepkiler, İmamoğlu’nun halk nezdindeki sevgisini gösteriyor. Bir lideri sevmek, onun için endişelenmek... Bu, siyasetin en insani yanı. NetHaberler olarak, bu nabzı tutmaya devam edeceğiz.

NetHaberler.Com’un derlediği bu bilgilere göre; tutuklama kararı her an gelebilir ve Türkiye’nin kaderini değiştirebilir. Sizce bu soruşturma adil mi? İmamoğlu ne yapacak? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın, çünkü bu hikaye hepimizin!