Ekrem İmamoğlu Casusluk Soruşturması: Bugün Çağlayan Adliyesi’nde İfade Verecek mi?

Ekrem İmamoğlu Casusluk Soruşturması: Bugün Çağlayan Adliyesi’nde İfade Verecek mi? (Espionage Investigation)

NetHaberler | 26.10.2025

NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; İstanbul’un nabzını tutan bu şehirde, siyasetin en sıcak gündemi bir kez daha Ekrem İmamoğlu (Ekrem İmamoğlu) etrafında dönüyor. Tutuklu İBB (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) Başkanı ve CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Cumhurbaşkanı adayı, bugün saat 11.00’de Çağlayan Adliyesi’nde (Çağlayan Courthouse) casusluk soruşturması (espionage probe) kapsamında ifade verecek. Bu gelişme, sadece hukuki bir adım değil; Türkiye’nin siyasi geleceğini sorgulatan bir dönüm noktası. Acaba bu iftira mı, yoksa gizli bir gerçek mi? Gelin, perde arkasını birlikte aralayalım.

Peki, İmamoğlu’nun kaderini belirleyecek bu mahkeme (court) ve duruşma (hearing) ne getirecek? Adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınmışken, binlerce İstanbullu’nun desteğiyle yankılanacak sesler, demokrasinin nabzını mı tutacak? Bu haber, sizi hem şaşırtacak hem de düşündürecek detaylarla dolu.

Casusluk İddialarının Karanlık Yüzü (The Dark Side of Espionage Allegations)

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bu soruşturma, adeta bir casus filmi senaryosunu aratmıyor. NetHaberler’in derin araştırmalarına göre, her şey 4 Temmuz 2025’te tutuklanan Hüseyin Gün’ün dijital materyallerinde patlak verdi. Gün’ün cihazlarında, gizli askeri bilgiler, yabancı pasaport fotoğrafları ve örgüt bağlantıları tespit edildi. Peki, bu nasıl İmamoğlu’na uzandı?

Soruşturma dosyasına göre, Gün’ün kriptolu haberleşme uygulamalarında Necati Özkan (Necati Özkan) ile yazışmalar çıktı. Özkan, İmamoğlu’nun seçim kampanyasının direktörü olarak biliniyor. Yazışmalarda, seçmen verilerinin (voter data) dijital yolla ele geçirildiği, bu verilerin yabancı istihbarat servisleri (foreign intelligence services) ile paylaşıldığı iddia ediliyor. Üstelik, 85 milyon TL’lik şüpheli para trafiği ve FETÖ (FETÖ) izleri de dosyada yer alıyor. Bu, sadece bir suç örgütü değil; ulusal güvenliği tehdit eden bir ağ mı?

Ekşi Sözlük’te kullanıcılar bu iddiaları “komik olmayın” diye tiye alırken, X’te (eski Twitter) binlerce paylaşım fırtına estirdi. Bir kullanıcı, “Ekrem’den casus mu çıkar? Hadi oradan!” diye haykırırken, diğerleri “Veri sızdırma (data leak) gerçekse, İBB’nin ‘İstanbul Senin’ uygulaması nasıl bir tuzak?” diye sorguluyor. Wikipedia’da İmamoğlu’nun biyografisi, bu soruşturmayı Mart 2025’teki yolsuzluk tutuklamasıyla bağdaştırıyor: Görevden uzaklaştırılan başkan, şimdi casuslukla mı etiketlenecek?

Ama durun, hikaye burada bitmiyor. Savcılık, 2019 yerel seçimleri’nde manipülasyon iddiasını da ekledi. 4.7 milyon vatandaşın konum bilgileri sızdırılmış mı? Bu, İmamoğlu’nun zaferini gölgeleyecek bir komplo mu, yoksa somut delil mi? Merak edenler için ipucu: Dosyada, Gün’ün İmamoğlu ile ortak buluşmaları da var.

Güvenlik Duvarı ve Yasaklar: Adliye Önünde Fırtına (Security Wall and Bans: Storm at the Courthouse)

Bugün Çağlayan Adliyesi’ni sarmalayan güvenlik önlemleri, adeta bir kale gibi. Beyoğlu, Bayrampaşa, Kağıthane ve Şişli ilçelerinde eylem yasağı (action ban) getirildi. İmza kampanyaları, anma törenleri, hatta el ilanı dağıtımı bir gün süreyle yasak. Neden mi? İstanbul Valiliği, “kamu düzenini koruma” gerekçesini öne sürüyor. Ama X’teki paylaşımlara bakarsanız, kullanıcılar “Demokrasi nerede kaldı?” diye isyan ediyor.

NetHaberler’in sahadan edindiği bilgilere göre, adliye çevresinde binlerce polis görev yapıyor. Bariyerler örülmüş, dronlar havada. İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nden (Silivri Prison) –ki Wikipedia’da Marmara Cezaevi olarak da anılıyor– konvoyla getirilecek. Saat 11.00’de savcılık ifadesi alınacak, ardından nöbetçi sulh ceza hâkimliği sorgusu gelebilir. Tutukluluk devam mı edecek, yoksa tahliye mi? Bu soru, milyonları ayağa kaldırabilir.

X’te CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in çağrısı yankılanıyor: “Çağlayan’da olacağız!” Binlerce destekçi, yasağa rağmen toplanma sinyali verdi. Ekşi Sözlük’te bir entry, “Adliye önü Saraçhane gibi olacak, ama bu sefer casusluk kılıfıyla.” diyor. Peki, bu yasaklar halkın iradesini mi bastırıyor?

Yasakların Perde Arkası: Hangi Eylemler Engellendi? (Behind the Bans: What Actions Were Blocked?)

Yasaklar, sadece sokakları değil, dijital alanı da kapsıyor. İBB uygulamalarına operasyon düzenlendi; “İstanbul Senin” verileri mercek altında. Savcılık, 24 saatlik gözaltı uzatmalarını devreye soktu. Merdan Yanardağ’ın Tele1 TV’sine kayyum atandı, YouTube hesabı kapatıldı. X’te bir kullanıcı, “Medya susturuluyor, sıra muhalefette!” diye uyarıyor. Bu alt başlık, yasakların demokrasiye darbe vurduğunu gözler önüne seriyor – peki, sizce bu bir tesadüf mü?

Siyasi Fırtına: CHP ve Özgür Özel’in Hamleleri (Political Storm: CHP and Özgür Özel’s Moves)

Özgür Özel’in yurtdışı programını yarıda kesip dönmesi, CHP’nin ne kadar kenetlendiğini gösteriyor. Genel Başkan, “Cumhurbaşkanı adayımın arkasındayım. İstanbulluları iradelerine sahip çıkmak üzere Çağlayan’a davet ediyorum,” dedi. X’te bu çağrı, on binlerce retweet aldı. İmamoğlu ise, “Bu rezil kumpas mı? Devletin verilerini çaldıran sizsiniz, casusluk yapan ben mi?” diye haykırdı.

NetHaberler’in X aramalarında gördüğü gibi, #İmamoğluCasusDeğil etiketi trend oldu. Kullanıcılar, “Hırsız dedik, yolsuz dedik, terör dedik; şimdi casusluk! Son çareleri bu mu?” diyor. Ekşi Sözlük’te ise, “İmamoğlu’na casusluk, milletin aklıyla alay etmek.” entry’leri rekor kırıyor. CHP kurmayları, iddiaların temelsiz olduğunu savunuyor; avukatlar, “Tutukluluk devam ettirilemez” diyor.

Ama soru şu: Bu soruşturma, İBB’ye kayyum mu getirir? TGRT Haber’deki yorumcu Cem Küçük, “Kayyum atanır, iddianameyi bekleyin” diyor. Wikipedia, İmamoğlu’nun Mart 2025 tutuklamasını hatırlatıyor: Yolsuzluktan casusluğa evrilen süreç, siyasi bir tasfiye mi?

Özel’in Çağrısı: Halk Neden Ayağa Kalkıyor? (Özel’s Call: Why Is the Public Rising?)

Özel’in daveti, sadece bir miting değil; demokrasi testi. X’te bir paylaşım, “Ekrem’le birlikte Türkiye’yi savunuyoruz!” diye sesleniyor. Ekşi’de kullanıcılar, “Özgür Özel dönüp gelmiş, şimdi sıra bizde.” diyor. Bu alt başlık, halkın nabzını tutuyor: 15 milyon ön seçim oyu alan İmamoğlu, casuslukla mı düşürülecek? Merak mı uyandırdı, yoksa öfke mi?

Suçlamaların Detayları: Veri Sızıntısından Fonlara (Details of Charges: From Data Leaks to Funds)

Soruşturmanın kalbi, seçmen verilerinde atıyor. Savcılık, dijital uygulamalarla kişisel verilerin ele geçirildiğini, bunların yabancı servislerle paylaşıldığını söylüyor. Maddi menfaat ve Cumhurbaşkanlığı kampanyası için fon iddiaları da cabası. “Ekrem İmamoğlu suç örgütü” tanımı, dosyayı zehirliyor.

X’te bir thread, Gün-Yanardağ yazışmalarını ifşa ediyor: “Baskı kurun, liyakatsizleri temizleyin” talimatları var. BBC Türkçe, “Casusluk, son çare” diyor. İmamoğlu’nun avukatları, delillerin sahte olduğunu iddia ediyor. Peki, mahkeme ne diyecek?

Bu suçlamalar, sadece İmamoğlu’nu değil, İBB’yi sarsıyor. Wikipedia, 2019’da veri kopyalama kararının durdurulduğunu hatırlatıyor. Ekşi’de, “Veri sızdırma iddiası, seçim zaferini çalmak için.” NetHaberler olarak soruyoruz: Bu, bir kumpas mı, yoksa gerçek mi?

Sonuçta, bugün duruşma salonunda cevaplar aranacak. Binlerce göz, İmamoğlu’nun sözlerini bekliyor. X’te destek mesajları yağıyor: “Ekrem yalnız değil!”

NetHaberler.Com’un derlediği bu bilgilere göre; bu soruşturma, Türkiye’nin siyasi yolunu aydınlatacak mı, yoksa karanlık mı bırakacak? Okuyucularımız, siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda paylaşın: Bu iddialar inandırıcı mı, yoksa siyasi bir oyun mu? Fikrinizi bekliyoruz – çünkü demokrasi, sizin sesinizle güçleniyor.