Bosphorus Tekstil David Hecter Skandalı: Hüseyin Yağız Hakkında Soruşturma Başlatıldı! 300 İşçi Tazminat Kriziyle Sarsıldı

Bosphorus Tekstil David Hecter Skandalı: Hüseyin Yağız Hakkında Soruşturma Başlatıldı! 300 İşçi Tazminat Kriziyle Sarsıldı (Bosphorus Textile David Hecter Scandal: Investigation Launched Against Hüseyin Yağız! 300 Workers Shaken by Compensation Crisis)

04.11.2025 - NetHaberler | Özel Haber

SonDakika: NetHaberler’in edindiği bilgiye göre, tekstil sektörünün karanlık yüzü bir kez daha gün ışığına çıktı. Bosphorus Tekstil David Hecter şirketinin ani kapanışı, 300 işçiyi işsizlik batağına sürükledi ve kıdem tazminatı (seniority compensation) vaatleri boş bir umut olarak kaldı. Patron Hüseyin Yağız’ın malvarlığını devretme iddiaları, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı (Buyukcekmece Chief Public Prosecutor’s Office) tarafından resmen soruşturmaya dönüştü. Bu skandal, işçilerin gözyaşlarını ve öfkesini ülke gündemine taşıdı – peki, adalet ne zaman tecelli edecek? İşçiler yarın adliye önünde fırtına gibi esecek, ama patronun kurnazlığı mı galip gelecek?

Bu kriz, sadece bir fabrikanın kapanışı değil; Türkiye’nin tekstil emekçilerinin kronik yaralarını deşiyor. Fabrika kapılarının ardı sıra kapanan hayaller, biriken faturalar ve çocuklara anlatılamayan gerçekler… NetHaberler olarak, bu mağduriyetin perde arkasını aralıyoruz. Acı dolu bir hikaye, ama umutla yoğrulmuş bir mücadele.

Ne Olmuştu? Fabrikanın Ani Çöküşü ve Hukuksuz Tahliye (What Happened? The Factory’s Sudden Collapse and Illegal Evacuation)

Her şey, 2025 yılının 11 Nisan’ı gibi sıradan bir cuma sabahında patlak verdi. Hüseyin Yağız, habersizce fabrikaya daldı ve işçilere bomba gibi bir emir yağdırdı: “Mal sahibi binayı sattı, 5 dakika içinde boşaltın!” İş Kanunu Madde 25 gereği 15 gün önceden bildirim zorunluluğu varken, bu prosedür hiçe sayıldı. Makinelerin başında ter döken emekçiler, bir anda sokaklara terk edildi. Gözyaşları içinde eşyalarını toplayan işçiler, o anın şokunu hâlâ üzerinden atamıyor.


NetHaberler’in ulaştığı kaynaklar, şirketin borç yükü altında ezildiğini doğruluyor. Sektördeki genel sıkıntılar – artan hammadde maliyetleri, döviz dalgalanmaları ve rekabet baskısı – Bosphorus Tekstil’i de vurmuştu. Ama asıl vahim olan, patronun malvarlığını eşine devretme şüphesi. Boşanma evrakları masada, fakat aynı evde hayat devam ediyor; bu usulsüzlük (irregularity), soruşturmanın odak noktası. İşçiler, o kaotik günde tatlı vaatlere kanmıştı: “Haklarınız ödenecek, sabredin.” Noter onaylı anlaşmayla tazminatlar 8 taksite bölündü, ilk ödeme 30 Ekim için söz verildi. Ama takvimler 04.11.2025’i gösterdiğinde, cepler hâlâ boş. Bir eski çalışan, Fatmanur’un titrek sesiyle anlattığı gibi: “11 Nisan’da kapılar kapandı, uyarı yoktu. Patron ‘anlaşmazlık var’ dedi, ama gerçek borç kaçışıydı.”

İşçilerin Anlattığı Acı Gerçekler: Bir Ailenin Çöküşü (Workers’ Painful Realities: A Family’s Collapse)

Tüm Personellerden ihbar yapıldı. Bir işçinin 04.11.2025 tarihli beyanı da, olayın çıplak gerçeğini ortaya koyuyor: “Büyükçekmece Muratçeşme Mahallesi’nde 2019’dan beri çalışıyordum. 5 Şubat’ta 300 kişi işsiz kaldık, ihbar yok. Ödenmemiş maaş, fark ücretler, kıdem tazminatı (severance pay) hâlâ elimizde değil. Demirbaşlar taşındı, ustalar ‘ödeyeceğiz’ dedi ama yalan.” Bu sözler, sadece bireysel bir feryat değil; sektörün sistemik sorunlarını yansıtıyor. Daha önce dava kazanan işçiler bile, mal kaçırma yüzünden alacaklarını tahsil edememiş. Peki, bu döngü nasıl kırılacak?

Soruşturma Başlatıldı: Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Devrede (Investigation Launched: Buyukcekmece Chief Public Prosecutor’s Office Steps In)

Bugün, 04.11.2025 itibarıyla Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, Hüseyin Yağız hakkında resmi soruşturma (investigation) başlattı. İddialar ağır: Mal kaçırma, hukuksuz fesih ve işçilerin mağduriyeti. Savcılık, şirketin demirbaşlarının izini sürüyor; taşınan eşyalar ve devredilen varlıklar, radar altında. Bu adım, işçiler için bir umut ışığı – ama yol uzun. Adaletin terazisi, patronun kurnazlığına karşı ne kadar ağır basacak?

Tekstil sektöründe benzer vakalar, Türkiye’nin sanayi bölgelerini sarsıyor. Büyükçekmece gibi alanlar, bu fırtınanın en sert vurduğu yerler. Son yıllarda, artan iflaslar ve işsizlik (unemployment) dalgası, emekçileri eziyor. NetHaberler’in araştırmasına göre, sektördeki 300 bin işçiden %20’si benzer tazminat sorunları yaşıyor. Bu skandal, sadece bir parça; mozağin tamamı, emek sömürüsünün resmini çiziyor.

Patronun Kaçış Planı: Malvarlığı Devri Şüphesi (Boss’s Escape Plan: Suspicion of Asset Transfer)

İddialara göre, Hüseyin Yağız malvarlığını önceden güvenceye aldı. Eşine devredilen mülkler, boşanma numarasıyla örtbas edilmeye çalışılmış. Savcılık, bu mal kaçırma (asset hiding) eylemini delillendiriyor. Bir ailenin sahte ayrılığı, yüzlerce ailenin yıkımı için mi kullanıldı? Bu detaylar, bugünkü eylemde işçilerin en büyük silahı oldu.

İşçilerin Cesur Mücadelesi: Adliye Önünde Fırtına Kopuyor (Workers’ Brave Struggle: Storm Brewing at the Courthouse)

Mağdurlar, sessizliğe gömülmedi. Bu sabah, Büyükçekmece Adliyesi (Buyukcekmece Courthouse) Aymerkez karşısında toplanan grup, suç duyurusu (criminal complaint) ile savcılığa yürüdü. Avukatlar, arabulucular devrede; ama vaatler havada. “Hukuk yanımızda, ama patronun entrikaları ağır basıyor,” diyor işçi lideri Ahmet U. Eylemin ardından fabrikaya doğru bir yürüyüş planlanıyor – kameralar önünde, gerçekler haykırıldı. Televizyonlar ve sosyal medya desteği bekleniyor; bu hikaye, ülke çapında yankılanmalı!

Bu mücadele, sadece 300 işçinin değil; tüm emekçilerin sesi. NetHaberler olarak, yarınki gelişmeleri anbean takip edeceğiz. Peki, sizce işçiler haklarını alabilecek mi? Bu vahşi kapitalizmin dişlileri arasında ezilenler, ne zaman zafer kazanacak?

Tekstil Sektörünün Karanlık Yüzü: Benzer Skandallar ve Emek Mücadelesi (The Dark Side of the Textile Industry: Similar Scandals and Labor Struggles)

Türkiye’nin tekstil devi, parlak vitrinlerin ardında kanayan yaralar taşıyor. Bosphorus Tekstil David Hecter vakası, buzdağının görünen yüzü. Son 5 yılda, benzer 100binlerce işçi tazminat kuyruğunda bekliyor. Döviz kurları, enerji maliyetleri ve sendikasızlaşma, sektörü zehirliyor. Emekçiler, makine gibi harcanıyor; ama insanlık onuru, bu zincirleri kırabilir mi?

İşçiler, savcılık önünde eylem (protest at prosecutor’s office) ile seslerini duyurmak istiyor. “İşçiler haklarını istedi, suç duyurusunda bulundu!” Bu çağrı, sosyal medyada yankılanıyor – Twitter’da (X) paylaşılan videolar, infiali büyütüyor. Bir işçi, “Çocuklarım aç uyuyor, ama pes etmeyeceğiz,” diye haykırıyor. Bu öfke, değişimin kıvılcımı olabilir.

NetHaberler.Com editörünün derlediği bu habere göre, yarınki eylemle skandal yeni bir boyut kazanacak. Siz ne düşünüyorsunuz? İşçilerin mücadelesi sizi de ayağa kaldırdı mı? Yorumlarda paylaşın, sesimizi birlikte yükseltelim – belki bir yorumunuz, bir ailenin umudu olur!

İşte o patron işte o paylaşım;

https://www.facebook.com/share/r/166ceHhBuw/

#Hüseyin Yağız #Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı #Bosphorus Tekstil #Soruşturma Başlatıldı #Tazminat #Kıdem Tazminatı #İşsizlik #Savcılık Önünde Eylem #İşçilerHaklarınıİstedi #İşçilerSuçDuyurusundaBulundu #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber