SonDakika: NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; İstanbul’un köklü sağlık kurumlarından Balıklı Rum Hastanesi’nde (Balıklı Rum Hospital) patlak veren devasa bir yolsuzluk ağı, sağlık sistemini sarsmaya devam ediyor. Bir profesörün liderliğinde kurulan sahte reçete şebekesi, binlerce hastanın verilerini izinsiz kullanarak SGK’yı (Social Security Institution) tam 112 milyon TL zarara uğratmış. Bu şok edici olay, sadece maddi kayıplarla sınırlı kalmıyor; uyuşturucu etkili ilaçların karaborsaya dökülmesiyle toplum sağlığını da tehdit ediyor. Peki, bu gizli operasyon nasıl gün yüzüne çıktı? Detaylar, adeta bir film senaryosunu andırıyor.

21.11.2025 - NetHaberler | Özel Haber

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın titiz soruşturması, Balıklı Rum Hastanesi’nin Çocuk Psikiyatri Bölümü’nde 2017-2021 yılları arasında sistematik bir dolandırıcılık yapıldığını ortaya koydu. İddialara göre, bölümde görevli bir hekimin öncülüğünde, hastaneye hiç ayak basmamış kişiler adına sahte muayene kayıtları oluşturuldu. Bu Medula sistemine (e-prescription system) yasal kayıt girilmeden gerçekleştirilen hile, denetime tabi kırmızı ve yeşil reçeteli ilaçların (controlled drugs) binlercesinin yazılmasına yol açtı.

Düşünün: Bir hasta, özel bir klinikte başka bir branşta tedavi görürken, aniden Çocuk Psikiyatri’de “muayene edilmiş” gibi gösteriliyor. Kontrol süresi dolmuş kayıtlar, sahte protokol numaraları... Bu fabrika gibi işleyen mekanizma, eczaneler ve ilaç mümessillerini de içine katarak dev bir zincir oluşturmuş. SGK’nın provizyon vermediği dönemlerde bile, hasta verileri rızasız ele geçirilip faturalandırılmış. Sonuç? Kamu hazinesinden 112 milyon TL’lik dev bir açık.

NetHaberler’in ulaştığı kaynaklar, bu usulsüzlüklerin sadece maddi değil, ahlaki bir çöküşü de işaret ettiğini vurguluyor. Hastaların kimlik bilgileri, sanki bir meta gibi alınıp satılmış. Sosyal medyada, özellikle X’te (eski Twitter), binlerce kullanıcı bu olayı “sağlıkta organize suç” olarak nitelendiriyor. Bir kullanıcı, “Nasıl güveneceğiz artık hastanelere?” diye isyan ederken, başka bir yorumda “Bu paralarla kaç okul yapılabilirdi?” sorusu yankılanıyor.

Soruşturma dosyasında, Profesör Doktor A.E.’nin (Prof. Dr. A.E.) şebekenin beyni olduğu belirtiliyor. Yanında tıbbi sekreter N.Ö., eczacılar Y.E. ve A.H., eczane çalışanı R.Ç. ile ilaç mümessilleri C.K. ve E.Ç.’nin de adı geçiyor. Toplam 7 kişi hakkında arama ve gözaltı kararı verilmiş; bazıları zaten yakalanmış durumda.

Bu organize grup, hastane sistemini adeta bir “sahte imza fabrikası”na çevirmiş. Örneğin, 10 günlik kontrol süreleri geçmiş muayeneler yeniden canlandırılmış, başka branşlardaki hastalar psikiyatri kaydına eklenmiş. X’teki son paylaşımlara göre, operasyon sırasında ele geçirilen belgeler, bu sahteciliğin zincirleme şekilde yapıldığını kanıtlıyor. Bir gazete haberi, “Profesör dahil hepsi şokta” başlığıyla olayı manşete taşırken, Ekşi Sözlük’te ise hastane hakkında eski tartışmalar yeniden alevlenmiş – kullanıcılar, “Tarihi hastane böyle mi kirlenir?” diye soruyor.

Bu skandalın en ürkütücü yanı, sahte reçetelerle temin edilen ilaçların akıbeti. Uyuşturucu etkili kırmızı reçeteli maddelerin 112 milyondan fazla kutusu üretilmiş; bir kısmı kayıt dışı kalmış. İstihbarat bilgilerine göre, bu ilaçlar kimliği belirsiz yabancı uyruklu şahıslara satılmış, hatta Türkiye dışına illegal yollarla kaçırılmaya çalışılmış. Düşünün: Sokak satıcılarının taktikleriyle, hastane koridorlarından karaborsaya uzanan bir hat...

Bakırköy Savcılığı’nın açıklamasında, “Verileri hukuka aykırı ele geçirme ve dolandırıcılık” suçları vurgulanıyor. SGK’nın bu zararı telafi etmek için ne yapacağı merak konusu. X’te dönen bir thread’de, bir kullanıcı “Bu ilaçlar gençlerin eline geçse ne olur?” diye uyarıyor; başka bir paylaşımda ise “Sağlık Bakanlığı nerede?” sorusu binlerce etkileşim almış. Vikipedi’ye göre, hastanenin tarihi 1753’e dayanıyor ve Türkiye’nin tek özel uyuşturucu tedavi kliniğini barındırıyor – ironik bir tezat, değil mi? Bu olay, kurumun itibarını yerle bir ederken, benzer skandalların başka hastanelerde de olabileceğini akla getiriyor.

Usulsüzlükler sadece para değil, can kaybı riski taşıyor. Yeşil reçeteli ilaçlar, psikiyatrik tedavilerde kritik; sahte kullanım, bağımlılık dalgasını tetikleyebilir. NetHaberler’in edindiği bilgilere göre, soruşturma genişliyor – belki daha fazla isim ortaya çıkacak. Bu merak uyandıran gelişme, “Bir sonraki skandal nerede?” sorusunu sorduruyor. Vatandaşlar, sosyal medyada “Reçetemi nasıl koruyayım?” diye paylaşımlar yapıyor; etkileşim rekoru kıran bir post, 7 şüphelinin fotoğraflarıyla “Adalet ne zaman?” diyor.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın operasyonu, sağlıkta şeffaflık çağrılarını güçlendiriyor. SGK, zararını dava yoluyla tahsil etmeyi planlıyor; ancak asıl soru, sistemdeki açıkların kapatılması. X’teki tartışmalarda, “E-imza güvenliği artsın” talepleri yükseliyor – hatırlayın, benzer sahte reçete vakaları depremzedelerin bile verilerini etkilemişti. Bu dev vurgun, belki de reformun fitilini ateşler. Hastane yönetimi sessiz; ama kamuoyu baskısı artıyor.

NetHaberler.Com editörünün derlediği bu habere göre; bu skandal, sadece bir hastaneyle sınırlı kalmamalı – tüm sistemi sorgulatmalı. Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda paylaşın, belki bir sonraki haberi sizin ipuçlarınızla yazacağız. Adalet yerini bulsun, sağlık kutsaldır.

#BalıklıRumHastanesi #SahteReçete #Gözaltı #SGKZararı #SağlıkSkandalı #ProfesörOperasyon #Yolsuzluk #ÇocukPsikiyatri #KırmızıReçete #YeşilReçete #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber #keşfet #kesfet #keşfetteyiz #canliyayin