NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; ATV ekranlarının vazgeçilmez programı Müge Anlı ile Tatlı Sert'te (Muge Anli with Sweet and Tough) yaşanan son olay, Türkiye gündemini sarsmaya devam ediyor. Kendisini Hızır Aleyhisselam’ın kardeşi (Hizir Aleyhisselam's brother) olarak tanıtan ve üfürükçü olarak bilinen Diyap Diyapoğlu, genç kızları kandırdığı iddialarıyla ortalığı karıştırdı. Programda ortaya çıkan şok edici detaylar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın (Family and Social Services Ministry) devreye girmesine yol açtı. Bu skandal, yalnızca bir televizyon olayı olmanın ötesinde, toplumda dini istismar ve dolandırıcılık tartışmalarını yeniden alevlendirdi. İzleyiciler, cinayet (murder) ve kayıp vakalarının sıkça ele alındığı programda bu kez manevi sömürüye tanıklık etti.

Diyap Diyapoğlu, Hatay kökenli bir isim olarak biliniyor ve geçmişte çeşitli büyü, fal ve manevi şifa iddialarıyla gündeme gelmiş. Programda canlı yayına bağlanan Diyapoğlu, “Ledün ilmine sahibim” (I possess the knowledge of Ladun) diyerek izleyicileri şaşırttı. Daha da çarpıcısı, “Hızır Aleyhisselam ile Eminönü’nde tanıştım” (I met Hizir Aleyhisselam in Eminonu) sözleriyle kendini Hızır’ın kardeşi (Hizir's brother) olarak lanse etmesiydi. Bu iddialar, sosyal medyada hızla yayıldı ve binlerce paylaşım aldı.

NetHaberler'in araştırmalarına göre, Diyapoğlu'nun geçmişi tam bir muamma. Kendisini part-time tamirci olarak tanıtan bu kişi, evlere giderek gözüne kestirdiği insanları etkilemeye çalıştığı öne sürülüyor. Bir izleyici, canlı yayında “Hamam önünde karpuz satarak genç kızlarla tanışıyor ve onları kandırıyor” (He meets young girls by selling watermelons in front of the bathhouse and deceives them) diyerek iddiaları ateşledi. İddiaya göre, manevi bağ kurma bahanesiyle genç kadınlardan çıplak fotoğraflar istiyor. Bu tür iddialar, programın reytinglerini zirveye taşırken, aynı zamanda hukuki süreçleri tetikledi.

Canlı yayın sırasında Diyapoğlu, “Benden anadan üryan fotoğrafımı istedi” (He asked for my naked photo) gibi şikayetlere rağmen iddialarını savundu. Araştırmalarımız, onun arabasında yaşadığı ve maddi zorluklar çektiği detaylarını ortaya çıkardı. Bir teyzenin yeğeninin <font color="red">100 bin TL</font> (100 thousand TL) kaptırdığı iddiası, olayın finansal boyutunu gözler önüne serdi. Müge Anlı (Muge Anli), bu iddiaları sert bir dille sorgularken, “Sen Hızır Aleyhisselam’ın kardeşi misin yani?” (So, are you Hizir Aleyhisselam's brother?) diye sordu ve Diyapoğlu’ndan “Evet!” yanıtı aldı. Bu diyalog, izleyicilerde hem öfke hem de şaşkınlık yarattı.

Programın odak noktası, 27 yaşındaki Sümeyra Öztürk oldu. Annesi Kevser Öztürk, kızının Diyapoğlu’nun etkisi altında kaldığını ve evlilik vaadiyle kandırıldığını iddia ederek Müge Anlı’dan yardım istedi. Sümeyra’nın ailesi, genç kızın üfürükçünün tesiriyle aile bağlarını kopardığını ve manevi sömürüye maruz kaldığını öne sürdü. Bu iddialar, programda kan dondurucu detaylarla desteklendi: Diyapoğlu’nun genç kızı “Hızır’ın kardeşi” sıfatıyla ikna ettiği ve evliliğe sürüklediği söylendi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, olayın boyutunu görünce hemen harekete geçti. Bakanlık yetkilileri, genç kızların korunması adına inceleme başlattı ve Diyapoğlu hakkında adli süreç başlatıldı. NetHaberler'in edindiği bilgilere göre, Diyapoğlu gözaltına alındı ve adliyeye sevk edildi. Bu müdahale, benzer skandallarda bakanlığın rolünü bir kez daha vurguladı. Programın sunucusu Müge Anlı, bakanlığın devreye girmesini memnuniyetle karşıladı ve “Bu tür istismarlara karşı toplum olarak uyanık olmalıyız” (We must be vigilant as a society against such exploitations) dedi.

Sümeyra Öztürk, Hatay’dan bir genç kız ve ailesinin iddiasına göre Diyapoğlu ile tanıştıktan sonra davranışlarında radikal değişiklikler gösterdi. Ailesi, kızlarının telefon görüşmelerinde “manevi şifa” vaatleriyle kandırıldığını ve para transferleri yaptığını belirtiyor. Bir izleyici, “Teyzem Diyap’a <font color="blue">100 bin TL</font> kaptırdı” (My aunt lost 100 thousand TL to Diyap) diyerek benzer mağduriyetleri paylaştı. Bu olay, programda 73 bin izlenme rekoru kıran bir bölüme dönüştü. Müge Anlı, Sümeyra’yı stüdyoya davet ederek yüzleşmeyi sağladı, ancak genç kız iddiaları reddetti.

Skandal, sosyal medyada fırtına gibi esti. X (eski Twitter) platformunda “#MügeAnlı #DiyapDiyapoğlu #HızırKardeşi” gibi etiketler trend oldu. Bir kullanıcı, “Bu adam nasıl genç kızları kandırıyor? Bakanlık iyi ki devreye girdi!” (How does this man deceive young girls? Good that the ministry intervened!) diye yazarken, başka biri “ATV’de böyle skandallar bitmiyor, Müge Anlı bravo!” (Such scandals never end on ATV, bravo Muge Anli!) yorumunu yaptı. NetHaberler'in incelediği paylaşımlara göre, 1 milyonun üzerinde etkileşim aldı.

Ekşi Sözlük gibi forumlarda da tartışmalar alevlendi. Kullanıcılar, Diyapoğlu’nu tarihi figür Diyap Ağa ile karıştırarak esprili yorumlar yaptı, ancak genel olarak dini istismara karşı öfke hakimdi. Wikipedia’da programın genel başarıları anlatılsa da, bu olay gibi spesifik skandallar henüz eklenmemiş. İnternet araştırmalarımız, benzer üfürükçü vakalarının Türkiye’de sıkça yaşandığını gösteriyor; örneğin geçmiş yıllarda benzer dolandırıcılıklar mahkemelik olmuş.

Kamuoyu, bu olayın yalnızca bir televizyon şovu olmadığını, gerçek hayatta mağdurlar yarattığını vurguluyor. Uzmanlar, “Gençler manevi arayışlarda dikkatli olmalı” (Youth should be careful in spiritual searches) uyarısında bulunuyor. Müge Anlı’nın programı, 10 yılı aşkın süredir cinayet (murder), kayıp ve sosyal sorunları ele alıyor, bu skandal da onun bir parçası haline geldi.

Olayın hukuki boyutu merakla bekleniyor. Diyapoğlu’nun ifadesi sonrası ne gibi cezalar alacağı, Sümeyra Öztürk’ün ailesiyle barışıp barışmayacağı soru işaretleri arasında. Müge Anlı, programında “Bu skandalı sonuna kadar takip edeceğiz” (We will follow this scandal to the end) diyerek izleyicileri heyecanlandırdı. Benzer vakalarda görülen gibi, bakanlık müdahalesi mağdurlara psikolojik destek sağlayabilir.

Bu tür olaylar, toplumda dini figürlerin istismarını önleme adına önemli dersler veriyor. ATV’nin reyting rekortmeni programı, bir kez daha gerçek hayatın acı yüzünü ekrana taşıdı. İzleyiciler, “Peki ya başka mağdurlar varsa?” (What if there are other victims?) diye soruyor.

NetHaberler.Com’un derlediği bu bilgilere göre; skandalın yankıları sürecek gibi görünüyor. Siz bu olay hakkında ne düşünüyorsunuz? Diyap Diyapoğlu gibi üfürükçülerin toplumdaki yeri nedir? Yorumlarda fikirlerinizi paylaşın, tartışalım!