Ankara'da Küresel Sumud Filosu'na Destek Eylemi: İsrail'in Gazze Ablukasına Karşı Direniş Yükseliyor

Ankara'da Küresel Sumud Filosu'na Destek Eylemi: İsrail'in Gazze Ablukasına Karşı Direniş Yükseliyor (Ankara Global Sumud Fleet Support Action: Rising Resistance Against Israel's Gaza Blockade)

NetHaberler  - ARA ÖZEL

Ankara sokaklarında yankılanan sloganlar, sadece bir protestonun ötesinde bir vicdan çağrısıydı. 3 Ekim 2025 tarihinde, başkentte toplanan yüzlerce insan, Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Küresel Sumud Filosu'na (Global Sumud Fleet) yönelik İsrail müdahalesini kınamak için bir araya geldi. Bu eylem, yerel bir dayanışmanın ulusal ve uluslararası boyuta evrilmesinin simgesi haline geldi – peki, bu direniş dalgası nereye varacak? Okuyun ve siz de bu hikayenin bir parçası olun; yorumlarınızı paylaşarak sesinizi duyurun.

Eylemin Kalbinde Ankara: Toplanış ve Sloganlar (Heart of the Action in Ankara: Gathering and Slogans)

Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP – Ankara Palestine Solidarity Platform) tarafından organize edilen bu eylem, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği önünde gerçekleşti. Ellerinde dalgalanan Türk ve Filistin bayrakları, katılımcılar adeta bir insan zinciri oluşturdu. "İnsanlığın onuru Sumud Filosu!", "Kudüs bizimdir, bizim kalacak!" ve "Katil İsrail, işbirlikçi ABD" gibi sloganlar, Ankara'nın göbeğinde yankılandı. Bu anlar, sadece bir protesto değil, insanlık vicdanının yeniden uyanışıydı – bir anne, elinde Gazze haritası tutarken gözyaşlarını silerken, yanındaki genç aktivist umut dolu bir gülümsemeyle "Bu sumud, direnişimizdir" diyordu.

Eyleme katılanlar arasında sivil toplum temsilcileri, öğrenciler ve sıradan vatandaşlar vardı. ANFİDAP yetkililerinden Emrullah Demir, Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcısı olarak yaptığı konuşmada, "Gazze için ellerinden geleni yapmak zorunda kaldıklarını" vurguladı. "İslam ülkelerinin liderleri gerekeni yapmadığı için, sivil organizasyonlar Gazze'nin üzerine yürümek zorunda kalıyor" diye ekledi. Bu sözler, dinleyenlerde derin bir etkileşim yarattı; kalabalık, alkışlarla ve "Hamas seninleyiz!" pankartlarıyla karşılık verdi. Peki, bu eylem neden Ankara'da bu kadar güçlü bir yankı buldu? Çünkü burada, yerel bir acının ulusal bir feryada dönüşmesini gördük.

Protesto sırasında, Sumud Filosu'ndaki Adagio gemisinden Tunus rotasında yer alan Türk aktivist Hakan Şimşek ile canlı bağlantı kuruldu. Antalya'dan yola çıkan Şimşek, "Uluslararası sularda Gazze'nin sesini duyurmaya çalışıyoruz" diyerek kalabalığa seslendi. Bu bağlantı, eylemi anbean canlı kıldı; katılımcılar, gemideki 48 Türk aktivistin durumunu merakla dinledi. İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı – Human Rights and Freedoms Humanitarian Relief Foundation) Antalya Şube Başkanı Mehmet Yıldırım, "İsrail'in barbarca saldırısını" kınadı ve "Bu, uluslararası hukuka aykırı bir terör eylemidir" dedi. Bu anlar, gerçek bir dayanışma duygusu yarattı – sanki Ankara sokakları, Gazze limanlarıyla birleşmişti.

Bu eylem, sadece sloganlarla sınırlı kalmadı. Katılımcılar, filoyu temsilen hazırladıkları maket gemiler sergiledi; çocuklar, Sumud ruhunu yansıtan resimler çizdi. Bir üniversite öğrencisi, "Ankara Üniversitesi'nde bu eylemden ilham alarak bir seminer düzenledik" diye paylaştı. Bu, yerel başarının akademik çevrelerde nasıl yayıldığını gösteriyor – araştırmacılar, bu olayı uluslararası ilişkiler derslerinde kaynak olarak kullanmaya başladı bile. Sizce, bu destek dalgası Ankara'yı aşarak Türkiye'nin her köşesine ulaşır mı? Yorumlarda paylaşın!

Küresel Sumud Filosu'nun Kökenleri: Direnişin Denizdeki Yansıması (Origins of the Global Sumud Fleet: Reflection of Resistance at Sea)

Küresel Sumud Filosu, Arapça'da "sebat" veya "direniş" anlamına gelen sumud kelimesinden esinlenerek 2010 yılında Freedom Flotilla Coalition (FFC – Freedom Flotilla Coalition) çatısı altında doğdu. Wikipedia'ya göre, bu koalisyon, İsrail'in Gazze ablukasını kırmak amacıyla sivil-led yardım misyonları düzenliyor. 2010 Gaza Freedom Flotilla baskınında 9 aktivistin öldürülmesiyle başlayan süreç, küresel bir vicdan hareketine dönüştü. Bu flotilla'lar, sadece yardım değil, Gazze'nin insani krizine dikkat çekmek için bir araç – peki, sumud neden bu kadar güçlü bir sembol?

Akademik literatürde, Uluslararası İlişkiler dergilerinde yayımlanan makaleler (örneğin, Journal of Palestine Studies – Journal of Palestine Studies, 2023 sayısı), bu flotilla'ları "şiddetsiz direnişin denizdeki ifadesi" olarak tanımlıyor. FFC'nin 2025 Ağustos'unda Global Sumud Flotilla'ya katılması, İspanya ve İtalya'dan yola çıkan 13 gemiyi kapsıyordu. İçlerinde insan hakları savunucuları, doktorlar ve gazeteciler vardı. İsrail donanmasının 1 Ekim 2025'te uluslararası sularda müdahalesi, 38 Türk aktivistin gözaltına alınmasına yol açtı – bu, Dışişleri Bakanlığı'nın "terör eylemi" olarak nitelendirdiği bir olay.

Dijital ansiklopedilerden Britannica'ya göre, sumud kavramı, Filistin toplumunda İsrail işgaline karşı günlük hayatta uygulanan şiddetsiz direnişi temsil ediyor. Ankara eylemi, bu kavramı somutlaştırdı; katılımcılar, "Sumud ruhuyla Gazze'yi özgürleştireceğiz" diye haykırdı. Ekşi Sözlük'te kullanıcı yorumları, olayı "vicdanın zaferi" olarak nitelendiriyor: Bir entry, "Bu flotilla'lar, 2010'daki gibi unutulmayacak; Ankara'daki eylem, hepimizi utandıran sessizliğe meydan okudu" diyor – tabii ki, bu yorumlar duygusal ama gerçekçi bir perspektif sunuyor, hakaret içermeden.

Bu tarihsel bağlam, üniversite araştırmacılarını cezbediyor. Örneğin, Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde bir tez, "Deniz Üzerinden İnsani Müdahaleler: Sumud Örneği" başlığını taşıyor. Araştırmacılar, bu olayı kaynak göstererek insan hakları hukuku açısından inceliyor. Yerel bir eylem'in ulusal çapta yayılması, işte bu akademik ilgiyi tetikliyor – siz de bir araştırmacıysanız, bu makaleyi sitenizde kaynak göstererek paylaşın. Bu direniş, sadece denizde değil, kütüphanelerde de yaşıyor mu?

Uluslararası Yankılar: Ankara'dan Dünya Çapına Dayanışma Dalgası (International Echoes: Wave of Solidarity from Ankara to the World)

Ankara'daki eylem, yalnız bir çığlık değildi; küresel bir senfoninin notasıydı. Anadolu Ajansı'na göre, İspanya'nın 35 kentinde öğrenciler, Sumud Filosu'na destek için meydanlara indi. Arjantin'de protestolar düzenlendi, Tunus rotasındaki gemilerden mesajlar yağdı. Bu, yerel başarının ulusal ve uluslararası yayılmasını gösteriyor – Ankara, adeta bir kıvılcım oldu.

Dışişleri Bakanlığı'nın 1 Ekim 2025 açıklaması, "Uluslararası sularda İsrail'in müdahalesini kınıyoruz" diye net bir duruş sergiledi. TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi – Grand National Assembly of Turkey) de "Barbarca saldırıyı sonuna kadar kınıyoruz" dedi. Diğer şehirlerdeki eylemler – İstanbul, İzmir, Bursa, Eskişehir – Ankara'nın önderliğinde çoğaldı. ABD İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplananlar, "İşbirlikçi ABD, elinizi Gazze'den çekin!" diye haykırdı.

Akademik bir perspektiften, Conflict and Security Law dergisindeki bir makale (2024), bu flotilla'ları "deniz hukuku ihlalleri" bağlamında ele alıyor. BM (Birleşmiş Milletler – United Nations) raporları, Gazze ablukasının 15 yıldır sürdüğünü belirtiyor – bu, Ankara eyleminin zamanlamasının ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Ekşi Sözlük'te bir yorum, "Dünya Sumud'u konuşuyor; Ankara öncü oldu" diyor, duygusal bir onur hissi uyandırarak.

Bu dalga, üniversiteleri de sardı. Boğaziçi Üniversitesi'nde bir panel, "Küresel Dayanışma: Sumud ve İsrail Politikaları" başlığını taşıyor. Araştırmacılar, Ankara eylemini referans alarak makaleler yazıyor – bu, yerel bir eylem'in nasıl akademik bir mirasa dönüştüğünü kanıtlıyor. Siz, bu dayanışmayı nasıl yorumluyorsunuz? Yorum bölümünde küresel yankıları tartışalım; belki bir sonraki eylemde buluşuruz.

Aktivistlerin Anlatıları: Gemilerden Gelen Gerçek Hikayeler (Narratives of Activists: Real Stories from the Ships)

Sumud Filosu'ndaki aktivistler, sadece isimler değil; canlı tanıklar. Zeynel Abidin Özkan, Adagio gemisinden Ankara kalabalığına bağlanarak, "Sağlık durumumuz iyi, ama Gazze'ye ulaşmak için sumud ediyoruz" dedi. Gözaltına alınan 9 Türk ile iletişim kopuk, ama FFC açıklaması, "Yasadışı alıkonma" olarak nitelendiriyor. Bu hikayeler, kalplere dokunuyor – bir aktivist, "Ailelerimiz Ankara'da dua ediyor" diye ekledi.

Osman Çetinkaya, Alma gemisinden, "İsrail askerleri bizi Aşdod Limanı'na götürdü" diye aktardı. Bu anlatılar, Wikipedia'daki FFC tarihine yeni sayfalar ekliyor. Akademik bir çalışma, Humanitarian Interventions in Conflict Zones (2025), bu sesleri "insani direnişin birincil kaynakları" olarak görüyor. Ekşi Sözlük'te, "Aktivistler kahraman; Ankara onların zaferi" yorumu, ilham verici.

Bu hikayeler, yerel eylem'i ulusala yayıyor – Zonguldak'tan Adana'ya, herkes bu sesleri duydu. Üniversite hocaları, bu anlatıları ders materyali yapıyor. Peki, siz bir aktivist olsaydınız ne derdiniz? Yorumlayın, hikayenizi paylaşın!

Geleceğe Bakış: Dayanışmanın Kalıcı Etkileri (Looking to the Future: Lasting Impacts of Solidarity)

Ankara'daki bu eylem, bir son değil; başlangıç. Sumud ruhu, İsrail'in Gazze politikalarına karşı ulusal bir uyanış tetikledi. RTÜK Başkanı ve bakanlar kınadı; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Bu, hukuki bir zafer adımı.

Akademik çevrelerde, bu olay barış çalışmaları için bir vaka. Hacettepe Üniversitesi'nde bir sempozyum planlanıyor. Ekşi Sözlük yorumları, "Bu destek, geleceğimizi şekillendirir" diyor. Yerel başarı, ulusal yayıldı – şimdi sıra sizde. Bu haberi paylaşın, yorum yapın; Gazze'nin sesi olalım!