Son dakika haberler… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28. Dönem 2. Yasama yılının açılış töreninde açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28. Dönem 2. Yasama yılının açılış töreninde açıklamalarda bulunuyor.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından derlenenler;
Ülkemizin bütünlüğü devletimizin bekası uğrunda bin yıldır canları pahası uğruna mücadele eden şehitlerimizi ve gazilerimi yad ediyorum.
Meclis’imizin her açılışında 103 yıl önceki tekrar yaşıyoruz. Yeni Yasama Yılı’nda tekliflerinde görüşleriyle temsilcisi oldukları milletiyle, bağlılıklarıyla bu çatı altında ülkemize şehirlerimize katkı verecek tüm milletvekillerimize başarılar diliyorum.
Sizlerden milli ülkümüz olan Türkiye Yüzyılına yakışır eserler bekliyoruz. İki asrı bulan demokrasi arayışımızın ilk yüzyılını geride bırakmakta olduğumuz Cumhuriyetimizin, demokratik tahammüllerimizin göz kamaştırıcı milli hazinemizin yeri burası, bu yüce kuruldur.
TBMM’mizin ilki Milli Mücadele ikincisi 15 Temmuz’da olmak üzere iki defa gazilikle şereflenmiştir. Dimdik ayakta kalmıştır. Vesayetin baskılarına rağmen milletimizin yanında olarak parlamentolar içerisinde özel bir yeri olduğunu düşünüyorum.
Gazi Mustafa Kemal’in dile getirdiği ifadeleri hatırlatmak isterim;
Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonraki süreç Gazi’nin hayal ettiği hızda büyümemiş olsa da bir asır sonra aynı hissiyatla burada buluşmamız aynı hedeflerimizi işaret ediyor.
Kimsesizlerin kimsesi olarak tahayyül edilen Cumhuriyetimiz tam manasına Türkiye Yüzyılında kavuşacaktır.
Maziden atiye kurduğumuz köprüyü ne kadar sağlam tutarsak Türkiye Yüzyılını hayata geçirmemiz de o kadar hızlı oldur. Ortak hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmalıyız. Geçtiğimiz 21 yılda demokrasi altyapımızı tamamlayarak daha büyük adımların zeminlerini hazırladık. Başbakanların bakanların idam sehbasına gönderildiği dönemler geride kalmıştır.
Meclis’imiz ve milletimizle omuz omuza vererek yazdığımı 15 Temmuz destanı bir dönüm noktasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin Meclis’in ve milletin ortak kararıyla gerçekleşmesi aştığımız önemli bir eşiktir. Şimdi önümüzde yeni bir fırsat var. Bu da ülkemizi Cumhuriyetin ardından yeni bir sivil anayasaya kavuşturmaktır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesinin hakkını ancak bu şekilde verebiliriz. Darbe yönetiminin kamburundan milletimizi kurtarmak hepimizin en önemli sorumluluğudur.
Yeni anayasa için önce kendi hazırlıklarımızı yaptık ardından diğer siyasi partileri de davet ettik. Maalesef bu samimi davetimiz karşılık bulmadı. Lafa gelince sürekli darbe anayasasından şikayet ederler, işe gelince konfor alanlarından çıkmak istemediler. Biz ümidimizi kaybetmedik. Her anayasanın ayrı bir hikayesi vardır. 1921 24 61 82 anayasaları ile dönemlerinin olağanüstü şartlarıyla tanıştı. Bugün demokrasinin işleyişi içinde yeni anayasayı sunmaya uygun olduğunu düşünüyoruz. Her partinin her toplumsal kesimin kendini içinde bulacağı ‘benim’ diyerek sahipleneceği şekilde kapsayıcı olmalıdır. Cumhurbaşkanı olarak şahsım ve Cumhur İttifakı partileri olarak grubu olsun olmasın tüm grupları tüm partileri tüm toplumsal kesimleri sözü ve teklifi olan herkesi yeni anayasa çağrımıza davet ediyoruz.
Darbecilerin direktifi olarak değil vizyoner bir anayasa isteyen herkes bu çağrının muhatabıdır. Neleri içereceği, uzun ya da kısa olacağı ortak manifestoyu nasıl taşıyacağını hep birlikte konuşup tartışıp kararlaştırabiliriz. Yeter ki meseleye ülkenin temel değerlerine kırmızı çizgilerine Türkiye Yüzyılı hedefine yaklaşabilelim.
Bu millet sivil anayasa ile taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor. Biz de bu özlemi geciktirmek istemiyoruz. bu vesileyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ilk yıllarında ortaya çıkan iyileştirme çalışmalarını yeni Anayasa ile geliştirmek istiyorum. Gördüğünüz gibi biz ülkemizi ve milletimizi Türkiye Yüzyılı anayasasına kavuşturmak için her türlü uzlaşmaya açık davranıyoruz. Diğer siyasi aktörlerden ve partilerden de aynı yapıcılığı bekliyoruz.
Toplumlar sadece ortak zaferlerle değil acılarla da yoğrularak büyür. Türkiye 6 Şubat’ta böyle bir acı yaşadı. 11 ili kapsayan depremle Türkiye büyük bir acıya uyandı. Yakın tarihimizin en büyük felaketlerinden biridir. Dünyada bu kadar büyük alanda yaşanan felaket sonrası toplanma, barınma sağlayabilen başka bir devlet örneği yoktu. Elbette bazı aksaklıklar gecikmeler olmuştur belki hala vardır. Ancak milletimizin gösterdiği dayanışma asırlar boyunca tüm insanlığa örnek gösterilecektir. Devlet olarak imkanlarımızın tamamını bölgenin en hızlı ihyası için seferber ettik. Depremzede vatandaşlarımızın ihtiyaçları sistematik bir şekilde karşılanıyor. Açıkta kimse kalmadı, yapımına fiilen başladığımı konut sayısı 200 bini geçti. Yakında inşası tamamlanan deprem konutlarının hak sahiplerine ulaşmasına başlayacağız. Deprem bölgesine yatırım 2024’te 1 trilyon lirayı geçecek. Yaraların sarılmasıyla depremin ülkemize toplam maliyetinin 105 milyar doları bulacağı hesaplanıyor. Gelişmiş ülkeler dahil çok büyük bir yüktür.

Türkiye ekonomide de ciddi gelişmeler gösteriyor. Ülkemize yönelik saldırılarda ekonomik hesaplar var. Korona sonrası kuzeydeki savaş ülkemiz için şartları zorlaştırdı. Hamdolsun salgın krizini en az hasarla atlattı. Rusya-Ukrayna savaşı her geçen gün farklı bir yönüyle karşımıza çıkıyor. Gıdan enerjiye istihdama kadar sıkıntılar yaşanıyor. Gelişmiş ülkeler dahil kimse önünü göremiyor. Türkiye olarak biz de bu durumdan etkileniyoruz. Önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz tehditlere yönelik politikaya girdik. Arzu ettiğimiz sonuçları alabilirsek yatırım istihdam ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüme stratejimiz ekonomi politikamızın omurgası olmaya devam ediyor.
Asırlık hayalimiz Türkiye Yüzyılını hedefini gerçekleştirmeden durmayacağız. küresel ekonomiye yönelik endişeler artarken biz umudumuzu korumakla kalmıyor iddialarımızı somut çıktılara dönüştürüyoruz. Türk ekonomisin başarısını hepimizin hayat kalitesini yükselten tablo ortaya çıkardığını unutmamalıyız.
Ülkemizi fırtınalı atmosferden yara almadan çıkarmak siyasetçiler olarak hepimizin milletimize olan borcudur.
Benzer bir dayanışmaya terörle mücadele konusunda da hatırlatmak isterim. Ülkemize 40 yıldır ağır bedeller ödeten terör sorununu sınırlarımız içerisinde çok büyük orada çözdük. Sınır ötesinde de bölge halkına musallat olan bu tehdidi tamamen gündemden çıkartmak istiyoruz. bu çerçevede son yıllarda elde ettiğimiz siyasi tarihi ve askeri başarıları daha da ileri taşımak için hazırlıklarımızı yapıyoruz. İçeride ve dışarıda son terörist kalana kadar devam edeceğiz. Ülkemizin kutlu yürüyüşünü engellemesine müsaade etmeyeceğiz.
Bu sabah emniyet ekiplerimizin vakitli müdahalesiyle 2 canini etkisiz hale getirildiği eylem teröristlerin son çırpınışlarıdır. Emellerine ulaşamadılar asla da ulaşamayacaklar. Bir gece ansızın gelebiliriz sözü kulaklarından çıkmasın.
FETÖ yaymaya çalıştığı yıkılmadık ayaktayız havası mezarlıkta ıslık çalma gayretidir. Bu ülkede bir daha asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi yeni örgütlerin ihanetler sergilemesi mümkün değildir. Ne devletimiz ne milletimiz ne de siyaset kurumu böyle bir durumun ortaya çıkmasına müsaade etmeyecektir. Özellikle sanat öne sürülerek milli iradeye kastedenlerin propagandasının yapılmasını kabul edemeyiz. İnsanlık düşmanlarının istismar alanına dönüşmesine karşı çıkmak hayati öneme sahiptir. Her şeyden her türlü siyasi kaygıdan önce 15 Temmuz gecesi çıplak elleriyle tankları durduran milletimize borcumuz olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’nin gücü sadece içerideki imkan ve imkanlarla kaynaklı değil. Bizim gücümü tarih ve kültür mirasını paylaştığımı gönüllerine girdiğimiz yüz milyonlarca dostumuzdan geliyor. Dünyanın dört bir yanına Türkiye denilince insanların gözleri doluyor yüreklerini huzur ve güven kaplıyor. 6 Şubat’ta olduğu gibi en zor zamanımızda yanımıza koşanların olması eşsiz bir kazanımdır. Bunun için dış politikaya daima önem verdik. Verdiğimiz emeklerin karşılığını alamadığımız zamanlar oldu. Mesela Avrupa Birliği ilişkileri. Biz onlara verdiğimiz her sözü tuttuk. Ama onlar neredeyse hiç bir sözlerini yerine getirmedi. AB’nin ülkemize yönelik vefasızlığında bir değişiklik olmadı. Kağıt üzerindeki ilkeleri kuralları hiçe sayan yaklaşımla ülkemize haksızlık üzerine haksızlık yapıyorlar. 60 yıldır kapısında bekletildiğimi AB’den bir beklentimiz yok. Şayet vize dayatması gibi haksızlıklarından dönerlerse yanlışlarını düzeltmişler. Düzeltmezlerse bizden her hangi bir beklentiye girme hakkını kaybederler.