Yanlışa yamalı kul, yanlışa zimmet hayat
En lezzetli aşının, içinde tuzu bayat.
Zorundan savrulur, insan dilindeki zorundan
Yanar tutuşur haset, içindeki korundan.
Sus gönül kırma sen, sabır eyle dur yine
Sükûtu mekan eyle, dile kilit vur yine.
Yollar yorgun can yorgun, tutmuyor dizlerimiz,
Hüzün kalbe musallat, güldürmez yüzlerimiz.
Doğrular yalanlanır, yalanlar yine yalan.
Gel de insan kal hadi, hep zarar arta kalan.
Belki uçar da gelir, bir gün cenneten bir kuş
Alır da teni candan, kalkar artık her yokuş.
Ölüm yetimde bakış, küçülen büyük dünya
Kimine kabus gelir, kimine tatlı hülya.
Ne keskindir ayırır, jilet gibi kestirip.
Sökmez ölüme asla, ne naz geçer ne girip
Ve sonsuzluk yol alır; menzilsiz nihayetsiz,
Yaşamak yana düşer, ölümler kifayetsiz.
Şah damar üzerinde şaha, kalkmış bir bıçak,
Yuları ipekten tel, ha koptu ha kopacak.
Çeyizin sağda solda, içinde sen sandığın,
Tabut derler adına, son noktaymış vardığın.
Nilüfer Akıngül
leylifer