34,1719$% 0.32
37,8150€% 0.37
44,5616£% 0.03
2.819,58%0,37
4.611,00%0,56
18.388,00%0,57
2.578,57%0,03
9.685,49%1,73
GAMZE ÇINLAR / VERYANSIN TV haberine göre; Derince Pakmaya Abidin PAK İlkokulu’nda 4. Sınıf öğrencisi olan 10 yaşındaki A.F.Ç.’nin, sınıf öğretmeni E.A. tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde diğer öğrencilerin gözü önünde aşağılanarak, fiziksel şiddete uğradığı öne sürüldü.
İddiaya göre olay şöyle gelişti:
Zeka seviyesi yüksek ve hiperaktif olduğu için “Özel Gereksinim Raporu” bulunan öğrenci A.F.Ç., okuldaki bazı öğrencilerle tartışma yaşadı. Çocuklar arasındaki tartışma sınıf öğretmeni E.A.’ya bildirildi. Bunun üzerine E.A. sınıfın ortasında öğrenciye “Neden çocukları rahatsız ediyorsun, sapık gibi neden takip ediyorsun” diye çıkıştı. Haksızlığa uğradığını düşünen A.F.Ç. “bana böyle davranamazsınız” diye karşılık verince E.A. daha da öfkelendi. Öğrencisine “gerizekalı, eşek, salak herif” şeklinde hakaretler yağdırdı. Ayrıca diğer öğrencilere de “Bu psikolojik manyağa yaklaşmanızı istemiyorum, bununla oynarsanız siz de bunun gibi olursunuz” şeklinde telkinlerde bulundu.
Kalp ritim bozukluğu ve stres anında bayılmasıyla da bilinen öğrenci A.F.Ç.’nin sınıftan çıkmak istemesi üzerine öğretmeni saçlarından yukarı çekerek, sıraya doğru itti.
Tüm arkadaşlarının gözü önünde aşağılanan ve fiziksel şiddete maruz kalan A.F.Ç., öğle arasında teneffüste ağlayarak eve gittiğinde başından geçenleri annesine anlattı. Eşinden ayrı olan ve 3 çocuğu ile yaşayan böbrek hastası anne H.K., duydukları üzerine çocuğunu da alarak, okula koştu.
H.K., 24 Kasım’da Derince Yenikent Polis Karakolu’nda verdiği ifadede şu iddialarda bulundu:
“Oğlum bir sorun olduğunda gelir benimle konuşur ve yalan söylemez. Oğlumun zeka seviyesi yüksek olduğu için hiperaktiftir ve bununla ilgili özel eğitim aldı. Oğlumun Özel Gereksinim raporu vardır. Kalp ritim bozukluğu vardır. Üzüntü ve stres yaşadığında baygınlık geçirir. Daha öncesinde kalp ritim bozukluğu nedeni ile yaşadığı baygınlıklarda öğretmeni E.A. arayarak bana bilgi vermişti. E.A.’nın oğlumun rahatsızlığından bilgisi vardır. Bugün öğlen yemek arasında oğlum eve ağlayarak geldi ve ‘Anne ben okula gitmek istemiyorum. Sınıf öğretmeni E.A. ileri gitti, sınıfta benim yüzüme tokat attı. Bana böyle davranamazsınız diyerek sınıftan çıkmak istediğimde sınıf kapısında saçımı yukarı çekerek beni sırama itti, bana doğru eğilerek ve diğer arkadaşlarıma bakarak bu sorunlu psikopatla oynamayacaksınız, bu psikolojik manyağa yaklaşmanızı istemiyorum, bununla oynarsanız siz de bunun gibi olursunuz, lanet çocuk geçen sene de senin gibi birisi vardı onu gönderdik onun yerini sen doldurdun’ şeklinde söylemlerine devam ettiğini, ders bitene kadar sınıftan çıkmasına izin vermediğini, öğlen yemek arası teneffüsünde eve geldiğini söyledi.”
H.K., “Oğluma fiziksel ve sözel olarak şiddet uygulayan, hakaret eden sınıf öğretmeni E.A’dan davacı ve şikayetçiyim” dedi.
Anne H.K. ayrıca, CİMER’e de yazarak, “Eşimden boşandım, tek böbrekle yaşıyorum, tek başıma 3 çocuğumla hayat mücadelesi veriyorum. Çocuklarım iyi eğitim alsın, iyi meslekleri olsun diye çırpınıyorum. Çocuklara sevgi ve merhametle yaklaşması gereken bir öğretmenin, hem de Öğretmenler Günü’nde çocuğuma sözlü ve fiziksel şiddette bulunup, arkadaşlarının içinde hakaret ederek hiç sebep yokken oğluma travma yaşattı. Oğlum ‘okula gitmeyeceğim’ diyor. E.A. isimli öğretmen geçen sene de bir çocuğa aynı şekilde sözlü ve fiziksel şiddet uygulamış, çocuğun velisi ile yumruk yumruğa girip mahkemelik olmuşlardır. Zaten sağlık sorunu olan çocuğuma sebepsiz yere hakaret edip, şiddette bulunan E.A. isimli kişi hakkında gereğinin yapılmasını talep ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Anne H.K. CİMER başvurusuna çocuğunun ve kendisinin polis ifadesini ve darp raporunu da ekledi.
Mağdur öğrenci A.F.Ç, avukat ve psikolog eşliğinde alınan ifadesinde, “Okuldaki diğer öğrencilerle yaşadığımız tartışmayı o öğrenciler öğretmenlerine söylemiş. Bu yüzden bugün sınıf öğretmenim E.A. 5. ders için sınıfta bulunduğumuz sırada benim yanıma gelerek bu tartışma konusuyla ilgili bana ‘Neden çocukları rahatsız ediyorsun, sapık gibi neden takip ediyorsun’ söylemesi üzerine ben de kendimi ifade edecekken kafama tokat attı, saçımı çekti ve sonrasında omzumdan tutarak sırama doğru itekledi ve bana sınıf içerisinde ‘gerizekalı, eşşek, salak herif’ şeklinde hakaret ederek beni arkadaşlarımın yanında küçük düşürdü. Akabinde zaten engelli raporun var, hep böylesin şeklinde söylemlerine devam etti. Ben bu olayı ne okul idaresine ne de rehber öğretmenime anlatmadım. Yaşanılan bu olayı anneme anlattım” dedi.
Mağdur çocuğun avukatı da müvekkilinin bedenen ve ruhen kendini savunabilecek yaşta olmadığına dikkat çekerek, “kasten yaralama suçunun nitelikli hali” ve “hakaret” suçunun oluştuğunu iddia etti. Psikolog da mağdur çocuğun 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin uygun olduğunu beyan etti.
Veryansın Tv’nin ulaştığı anne H.K., tartışmanın çıkış noktası konusunda okuldan hiçbir yetkiliden yanıt alamadığını söyleyerek, çareyi hukuki olarak hakkını aramakta bulduğunu belirtti.
Anne H.K. gözyaşları içinde şunları söyledi:
“Oğlumun zeka üstünlüğü var, elleri ve ayakları sabit duramıyor, 10 dakikadan sonra odaklanma sorunu var, daralıyor ve dikkati dağılıyor. Sabit şeyleri kabullenmekte zorlanıyor. ‘Oturarak ders yapılır’ı vücudu kabul etmiyor.
Birinci sınıfa İstanbul’da başlamıştı. O zaman bilmiyordum hiperaktif olduğunu, derste sürekli ayağa kalkıyormuş, yazı yazarken bile ayakta yazıyormuş. Öğretmeni ‘otur’ deyince oturuyor ama bir süre sonra yine kalkıyormuş. Bu itaatsizlik olarak görülmüş, okulda dayak yemiş. Orada da oğlum sınıftan alınarak başka bir sınıfa verildi, verildiği sınıftaki öğrenciler de onu istemedi. Daha önceki sınıftaki arkadaşlarına çok alışmıştı.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne konuyu aktarınca bir rehber öğretmen, oğlumun ‘hiperaktif’ olduğundan şüphelendi. Bu rehber öğretmen çocuğu dinledi ve haksızlığa uğradığına ilişkin rapor verince okuldan uzaklaştırıldı. Doğru olan cezalandırılıyor. İlkokul birinci sınıftaki bu şiddet olayının ardından yapılan araştırmalar sonucu oğlumun hiperaktif olduğu anlaşıldı. Oğluma “yüksek zeka” tanısı konuldu ama okulda ‘geri zekalı’ muamelesi yapılıyor.
Bu tür durumlar zengin ailelerin çocukları için avantaj, bir deha olabiliyorlar. Maddi durumu iyi olmayanlar ise okulda mimleniyor, onunla konuşmaya veya muhatap olunmaya bile tenezzül edilmiyor. ‘İstenmeyen çocuklar’ olarak, ‘faydasız’, ‘gereksiz’ gibi görülüyoruz. Ahmet üzüntüden agresifleşti, ‘zaten sevilmiyorum, dışlanıyorum’ düşüncesinde.
İnsanlar çok kötü, çok acımasız. Çocuklarım için yaşıyorum ama insanların bunu baltalaması, zor hayatımı daha da zorlaştırmalarına tahammül edemiyorum.”
Anne H.K. dün İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne giderek olayla ilgili şikayet dilekçesini verdi.
A.F.Ç. ise öğretmeni ile yaşadığı tartışma sonrası okula gitmek istemiyor. Anne H.K. bunun çözümünün sağlanmasını, oğlunun okulundan geri kalmamasını istedi.
Veryansın Tv’ye konuşan bir başka veli Ömer Faruk Ulu, oğlunun da aynı sınıfta okuduğunu ve böyle bir olayın yaşanmadığını iddia etti. Konunun kamuoyuna yansımasından rahatsız olan bazı veliler ise ‘Öğretmen suçlu olsa bile, konu yargıya intikal etmiş’ diyerek, Anne H.K.’ya tepki gösterdi.
İddialarla ilgili ulaştığımız Derince Pakmaya Abidin Pak İlkokulu Müdür Yardımcısı Ceyhun Aslan, “Tartışmanın çıkış noktası nedir?” şeklindeki sorumuza “Gidin ilçe milli eğitime sorun” yanıtını verdi. Telefonda sorularımıza karşı tepkili konuşan Aslan “Çocuğun okula gelemediğini” hatırlattığımızda ise yüzümüze telefonu kapattı.
Ak Parti ‘Bayrampaşa Belediye Başkan Adayı’ Aday Mustaf kulu