34,0482$% 0
37,6231€% -0.03
44,6547£% 0.12
2.743,42%0,56
4.523,00%0,04
18.120,00%0,04
2.505,99%0,02
9.699,56%-0,73
ASKER BİR BABANIN EVLÂDI
Ülke olarak neden her dönem sıkıntılar içindeyiz, neleri yanlış yapıyoruz ve ne yapmamız gerekiyor?
Aslında tüm bunların cevabı bir başlık altında şıklara ayrılıyor. O başlıkta kesinlikle “Doğru bakmak lazım” başlığıdır. İşte o zaman, yani, doğru baktığımızda, neleri yanlış yapıyoruz, ne yapmamız gerekiyor? Sorularının cevabını kolayca bulur ve gerçekten gerekeni yaparsınız.
Hemen her cenahtan yazarları, akademisyenleri, siyasetçileri takip etmeye dinlemeye, okumaya çalışırım. Hangisi doğruyu söylüyor, ya da hangisinin kazanılması gereken yanları var diye merak ederim.
Bazı insanlar vardır ki, gerçekten doğru bakmayı bilirler, görüşleri sizin görüşünüzle aynı olsun ya da olmasın, ülke ve değerler açısından kendi aklınızla münazara yaptığınızda sonuç net olarak ortaya çıkıyor.
Sanırım en çokta feraset sahibi yöneticilere ihtiyacımız var. Çünkü ferasetten yoksun bir kişi ne kadar gelişmiş olursa olsun getirdiğiniz makamın hakkını veremez! Elli yıl sonrasını görebilen, ısırılmadan önce önlemini alan ve özellikle bilgiyi miras bırakmak isteyen ülkü sahibi insanlara ihtiyacımız var.
Ben böyle bir insan tanıyorum; Önüne surlar konulan amma her defasında, o surlarda bir gedik açmayı başaran bir insan. Nerede, hangi makamda olursa olsun doğruları söylemekten asla vaz geçmedi. Bedel ödemekten çekinmedi, korkmadı! Doğruyu söylemek için Azrail beklenmez! Sözü ile doğrunun fedaisi oldu.
Bu söz beni hem derin bir düşünceye, hem de fevkalâde sarsacak bir tevekküle sevk etti. Galiba hayatı okumak, insanı anlamak, sosyolojinin ne kadar önemli bir gereksinim olduğunu bilmek böyle bir şey. Okudukça okumak, dinledikçe dinlemek istiyorsunuz. Kimden mi bahsediyorum? Rizeli bir adamdan bahsediyorum. Asker bir babanın evladı Metin Külünk’ten bahsediyorum. Kendi deyimi ile siyaseti tercih eden değil, siyasete doğan adam.
Herkes kendini bir şekilde tarif eder, “devlet aklının ve ruhunun bir parçayım” diye bir tarif duydunuz mu bilmem? Kendisini bu şekilde tarif eden bir kişi gördüğünüzde siz de dikkat kesilin bence.
Bir devleti, hem askeri, hem siyasi hem de dava şuuru ile yüreğinize yazabilmek bununda diyetini hayatınızla ödeyebilmek kolay değil! Ben, Sayın Külünk’ün bu yanını çok seviyorum. Bu üç özellik kolay kolay bir insanda bulunmuyor.
Tıpkı Mehmet Âkif Ersoy gibi, o da ilk gezisini Almanya’ya yaptı. Batıyı analiz etme merakı onda farklı ufuklar açtı. Çünkü derdi hep aynıydı, “memleket”. Memleket sevdası yüzünden düştüğü siyasi şubenin sekiz metrekarelik hücresinde, Devsol, Devyol, Ülkü Ocakları, Akıncılar, Tkp ve daha birçok farklı fikir sahibi ile bir arada yatarken, yine kendi söylemi ile yazıyorum “ herkes ülkeyi kurtarmak istiyorum diyordu” İnsanlığı, insansızlaştırmak isteyenlerin hücrede ki tablosunu tarif ediyordu.
Neo-liberalizmin kendi çizgisinde Türkiye’yi eklemlemek istediğinden bahsedebilmek için, bu konu üzerinde ciddi bir birikime ihtiyacınız olmalı. Metin Külünk’ün insanlığı, insansızlaştırmak isteyen o eli tarif edişi, yazımın girişinde, neleri yanlış yapıyoruz ve ne yapmamız gerekiyor? Sorularına bir cevap oluyor bence.
“Gazze’de 7 Ekim soykırımını başlatanlardır o elin sahibi diyor, o el aynı zamanda doğu Akdeniz de varlığını sürdürmek isteyendir. O el, dünya nüfusunu azaltmak isteyendir”, o el çok daha büyük belaların perdesini açacak eldir demek istiyor. Emin olun ki, dünyanın bugün ve yarın ki şifreleri bu detayda gizli. Dikkatle bakarsanız sizde fark edeceksiniz, dünyanın önde gelen isimlerinin çoğu aynı cümleyi kuruyor “Dünya nüfusu azaltılmalı”
İklim değişikliği, gelecekte hesap edilen gıda sıkıntıları, Küresel ekonomik sorunlar, hastalıklar, savaşlar ve daha birçok proje işte bu elin yönetmesi ile ortaya çıkıyor ve çıkacak!
Hatalarımızdan biran önce vazgeçmek, kendi içimizde ki gereksiz sürtüşme ve kavgaları nihayete erdirmek, birlikte bu ele karşı mücadele etmek zorunda olduğumuzu sürekli dile getiren Külünk bu ülke için önemli bir kazanımdır.
Bütün bunları yeniden gözden geçirince, Amerika seçimlerinin bizi hiç alâkadar etmediğini bir kez daha anlıyorum. Keşke Amerika’ya bu elin parmağı olmayan bir başkan seçilse ancak bu mümkün değil! Kenedi suikastından sonra bu imkânsızdır! Bu elin parmağı olmayan Amerika’ya başkan olamaz!
Yenidünya düzenini dizayn etmeye çalışan bu ele karşı, ülkemizde ki tüm farklı grupların, görüşlerin bir arada olmasının altını çizebilen yegâne insanlardan biri olan Metin Külünk’ü bir köşe yazı ile anlatabilmek kelimenin maharetini aşıyor.
Rahmetli Erbakan hocanın izlerini buluyorum kurduğu cümlelerde, gelişen dünyanın gerisinde kalmadan, geçmişle muhteşem köprüler kuran, iyilikleri ile birçok insana dokunan, ülkemizin yarınlarının, doğru şekillenmesini arzu eden bu koca yürekli insana biraz vakit ayırın bence!
Mehmet HACIİSMAİLOĞLU
Mahmut Danayiyen'den Isparta'ya veda